GİRİŞ
Kira sözleşmelerinde kira bedelinin hangi şekilde ve nerede ödeneceği belirlenmeyebilir. Kira borcu götürülmesi gereken borçlardandır ve genel olarak para borcunun elden ödeme ile ödenmesi mümkündür. Götürülüp verilmesi gereken borçlardan dolayı bu işlem nedeniyle oluşan masraf (örneğin havale/eft gideri) kiracıya aittir. Kiraya verenin elden ödemeyi kabul etmemesi veya kiracının kira bedelini ödediğini dekontla ispatlama isteği varsa bu halde kiracı gideri kendine ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla kira bedelini gönderilebilir, Sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse veya teamül haline gelen bir ödeme varsa bu hususlar da göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez.
İLKELER
Kira bedelinin ödenmesindeki temel ilkeler şunlardır:
•Kira sözleşmesinde, kiranın elden-nakit olarak ödeneceği kararlaştırılmış ise veya ödeme yeri gösterilmemiş ve ödeme konusunda bir teamül oluşmamış ise, kiracı daha öncesinde kiraları elden ödüyor olsa dahi 268 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca ödemelerin tevsik edilebilmesi açısından banka hesap numarası istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Bu durumda kiracı, kiraya verenden banka hesap numarası istemesine rağmen hesap numarası bildirilmez ise kirasını PTT'den konutta ödemeli olarak gönderip, bunun da kabul edilmemesi durumunda mahkemeden ödeme yeri olarak bir banka hesabı belirlenmesini talep edebilir. Kiracının kiraya verenden ödeme yapabileceği bir banka hesabı talep etmesi lakin bu halde kiraya verenin hesap numarasını vermekten çekinmesi halinde kiracının tevdi mahalli talebinde bulunması halinde bu talep reddedilecektir.
•Kira sözleşmesinde, ödeme yeri olarak "banka hesabına" ya da belirli bir IBAN numarası yazılmış ise bu durumda kiracı ve kiraya verenin kira sözleşmesi ile ödeme yerinin banka olduğu konusunda anlaştığı kabul edilmelidir. Her ne kadar 268 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde PTT veya banka öngörülmüş ise de, taraflar ödeme yerini banka olarak belirlendiğine göre kiracının kiraları yatırmakta olduğu banka hesabı kiraya veren tarafından kapatılmış veya hesap açık olmakla birlikte havale alımına kapatılmış ise bu durumda kiracının, kira parasını PTT'den konutta ödemeli olarak göndermeden doğrudan ödeme yeri olarak bir banka hesabı belirlenmesini mahkemeden talep etmesi mümkündür. Bu halde tevdi mahalli talebi mahkemece kabul edilmektedir.
•Kira sözleşmesinde belirli bir ödeme yeri öngörülmemiş ise, ancak kiracı daha önceki kiraları uzun bir süredir banka hesabına yatırıyor ve bu banka hesabı artık teamül haline gelmiş ise, kiraya veren banka hesabını kapatır veya hesabı kapatmamakla birlikte havale alımına kapatır ise bu durumda da kiracının, kira parasını PTT'den konutta ödemeli olarak göndermeden doğrudan ödeme yeri olarak bir banka hesabı belirlenmesini mahkemeden talep etmesi mümkündür. Bu halde tevdi mahalli talebi mahkemece kabul edilir.
•Kira sözleşmesinde belirli bir ödeme yeri öngörülmemiş ve ödeme yeri konusunda teamül oluşmamış ise, kiraya veren daha önceki banka hesabını kapatmış olsa dahi kiracı bu durumda doğrudan mahkemeden ödeme yeri belirlenmesini talep edemez. Öncelikle kirayı PTT'den konutta ödemeli olarak göndermeli ve bu ödeme kabul edilmez ise ödeme yeri belirlenmesini talep etmelidir.
•PTT'den konutta ödemeli olarak ödenen kiranın alacaklı kiraya veren tarafından alınmaması halinde alacaklı temerrüdü oluşur ve bu halde kiracının sulh hukuk mahkemesinden tevdi mahalli talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Tevdi mahalli talebi kiralanan taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinde açılır, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karara bağlanır.
Tevdi Mahalli Talebi Örnek Dava Dilekçesi
............. SULH HUKUK MAHKEMESİNE |
TEVDİ MAHALLİ TALEP EDEN (KİRACI) : |
[Adınız Soyadınız] |
VEKİLİ : |
[Vekil Adı Soyadı] |
KARŞI TARAF (KİRAYA VEREN) : |
[Karşı Taraf Adı Soyadı] |
DAVA KONUSU : |
Kira Parasının Yatırılma Yerinin Tespiti Talebi Hususundadır. |
AÇIKLAMALAR : |
Müvekkilim [Adres] adresinde bulunan ve halen oturmuş olduğu evi aylık [Kira Bedeli] karşılığında [Karşı Taraf] karşı taraftan kiralamıştır. Kirayı müvekkilim karşı tarafa sözleşmede belirlenen banka hesabı üzerinden ödemektedir.
Müvekkilim bu hesaba düzenli ödemelerde bulunmuş lakin kiraya veren karşı taraf banka hesabını kapatmış olmasından dolayı bu aya ilişkin kira bedelini henüz yatıramamıştır.
Bu nedenle kiraya veren alacaklı temerrüdünü düşmüştür. Mahkemenizden kira bedelinin yatırılacağı hesabın belirlenmesi için tevdi mahalli talebinde bulunma zorunluluğu hasıl olmuştur.
|
HUKUKİ SEBEPLER : |
TMK, TBK, HMK ve ilgili sair kanun hükümleri |
HUKUKİ DELİLLER : |
Kira sözleşmesi, Kira Bedelinin Önceki Aylarda Ödendiğini Gösterir Dekontlar ve Yasal Her Türlü Delil. |
NETİCE : |
Yukarıda izah edilen nedenler ve mahkemenizce re'sen nazara alınacak hususlar ile kira parasının yatırılabilmesi için tevdi mahalli tayin edilmesine karar verilmesini talep ederim.
|
TEVDİ MAHALLİ TALEP EDEN (KİRACI) VEKİLİ |
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ 2023/368 E., 2023/870 K., 24.04.2023 Karar Tarihi
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: BURSA 6. SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Tevdi Mahalinin Belirlenmesi
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme ve inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
K A R A R
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; A2 adresindeki gayrimenkulu K3‘dan konut olarak kullanmak üzere kiraladığını, kira kontratında her ne kadar yıllık TÜFE+Yİ-ÜFE oranının yarısı olarak kira artış oranı belirlense de kira bedelini geçici yasa gereği yüzde 25 oranında artırarak 1.500,00-TL olarak kiraya verene ödediğini, kiraya veren kira artış oranını az bulduğundan müvekkilini konuttan çıkarmak amacıyla sahte tahliye taahhüdü düzenleyerek Bursa 19. İcra Dairesi'nin 2022/7931 Esas sayılı dosyasıyla tahliye takibi başlattığını, kira parasını hesaba yatırmayı denediğini ancak"havale göndereceğiniz hesap havale işlemine kapalıdır"uyarısı aldığını ve söz konusu ödemeyi gerçekleştiremediğini, müvekkilinin taşınmaz kira bedelini yatırabilmesi için tevdi mahallinin belirlenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; talebin kabulü ile; talep edenin kira bedellerini ödemesi için F1 Bankası T.A.O. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Bağlı Şubesinde Bursa 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/156 Değişik İş sayılı dosyası adına açılacak hesabın tevdii mahalli olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf eden karşı taraf vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; tebligat yapılmadan karar verildiğini, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, müvekkiline ihtar yapılmadığını, temerrüte düşürülmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinafa cevap veren talep eden vekili, alacaklının temerrütü için ihtar şartının bulunmadığını belirterek istinaf isteminin reddini ve kötü niyetli istinaf nedeniyle HMK.'nun 351/1 maddesinin uygulanmasını talep etmiştir.
HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf başvuru dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken, kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep, tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir.
Tevdi mahalli tayini istemine ilişkin kararlar geçici nitelikte olup, işin esasını çözümleyen kararlardan olmadığından buna ilişkin taleplerin mahkemece esas defterine kaydedilmeyip, Değişik İş üzerinden görülmesi gerektiğinden mahkemece talebin Değişik İş dosyası üzerinden değerlendirilmesi doğrudur.
Türk Borçlar Kanunu'nun 107.maddesinde "Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir.
Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Kanun maddesinde yasa yolu gösterilmemiş olup, ödeme yeri belirlenmesine ilişkin kararlara karşı yasa yolunun açık olup olmadığı dairemizce değerlendirilmiştir.
Kanunda itiraz veya istinaf yasa yolunu öngören bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak ödeme yeri belirlenmesi, HMK'nun 382/2-d-3 maddesinde çekişmesiz yargı işi olarak tanımlanmış olup, HMK'nun 387.maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işi niteliğindeki ödeme yeri belirlenmesi taleplerine karşı istinaf yasa yolunun açık olduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda talepte bulunanın 16.08.2021 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu görülmektedir. Talepte bulunan, Ekim ayı kira bedelini davalının IBAN numarasına yatırdığını, ancak hesap havale işlemine kapalıdır uyarısı verdiğini, kiraya verene whatsapp'tan mesaj çektiğini, cevap verilmediğini belirterek ve EFT makbuzlarını sunarak ödeme yeri belirlenmesini talep etmiştir.
Dairemizce ödeme yeri belirlenmesine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Kira borcu götürülmesi gereken borçlardandır ve genel olarak para borcunun elden ödeme ile ödenmesi mümkündür.
Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendiyle Maliye Bakanlığı'na mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir.
Maliye Bakanlığı'nın, Kanun'un kendisine vermiş olduğu yetkiye dayanarak çıkartmış olduğu ve 29/07/2008 tarih 26951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 268 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile konutlarda, her bir konut için aylık 500 YTL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin, işyerlerinde ise kira miktarına bakılmaksızın işyerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 1/11/2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Yargıtay kararlarında, kira parasının götürülmesi gereken borçlardan olduğu, buna göre kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerektiği, bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususta göz önünde tutulması gerektiği açıklanmıştır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödeme de geçerlidir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2016/4457 Esas, 2016/3204 Karar sayılı kararı)
Ancak yukarıda açıklanan 29/07/2008 tarih 26951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 268 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca 01.11.2008 tarihinden itibaren konut kiralarında 500,00 TL'nin işyerlerinde ise kira miktarı ne olursa olsun tüm kiraların PTT veya banka aracılığı ile yapılması gerekir. Bu durumda her ne kadar kira borcu paraya ilişkin olup götürülmesi gereken borçlardan ise de kiracının, kira parasını kiraya verene götürüp elden ödemesi mümkün değildir. Kiracının kirasını PTT aracılığı ile veya banka hesabına yatırması gerekir.
Gelir Vergisi Genel Tebliğinde PTT veya banka şeklinde iki ayrı yol öngörülmüş ise de, üstte alıntılanan Yargıtay kararında açıklandığı üzere sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususun ve teamül haline gelmiş bir ödeme yeri bulunup bulunmadığının göz önünde tutulması gerekir.
Buna göre yapılan değerlendirmede;
-Kira sözleşmesinde, kiranın elden-nakit olarak ödeneceği kararlaştırılmış ise veya ödeme yeri gösterilmemiş ve ödeme konusunda bir teamül oluşmamış ise, kiracı daha öncesinde kiraları elden ödüyor olsa dahi 268 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca ödemelerin tevsik edilebilmesi açısından banka hesap numarası istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Bu durumda kiracı, kiraya verenden banka hesap numarası istemesine rağmen hesap numarası bildirilmez ise kirasını PTT'den konutta ödemeli olarak gönderip, bunun da kabul edilmemesi durumunda mahkemeden ödeme yeri olarak bir banka hesabı belirlenmesini talep edebilir.
-Kira sözleşmesinde, ödeme yeri olarak "banka hesabına" ya da belirli bir IBAN numarası yazılmış ise bu durumda kiracı ve kiraya verenin kira sözleşmesi ile ödeme yerinin banka olduğu konusunda anlaştığı kabul edilmelidir. Her ne kadar 268 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde PTT veya banka öngörülmüş ise de, taraflar ödeme yerini banka olarak belirlendiğine göre kiracının kiraları yatırmakta olduğu banka hesabı kiraya veren tarafından kapatılmış veya hesap açık olmakla birlikte havale alımına kapatılmış ise bu durumda kiracının, kira parasını PTT'den konutta ödemeli olarak göndermeden doğrudan ödeme yeri olarak bir banka hesabı belirlenmesini mahkemeden talep etmesi mümkündür.
-Kira sözleşmesinde belirli bir ödeme yeri öngörülmemiş ise, ancak kiracı daha önceki kiraları uzun bir süredir banka hesabına yatırıyor ve bu banka hesabı artık teamül haline gelmiş ise, kiraya veren banka hesabını kapatır veya hesabı kapatmamakla birlikte havale alımına kapatır ise bu durumda da kiracının, kira parasını PTT'den konutta ödemeli olarak göndermeden doğrudan ödeme yeri olarak bir banka hesabı belirlenmesini mahkemeden talep etmesi mümkündür.
-Kira sözleşmesinde belirli bir ödeme yeri öngörülmemiş ve ödeme yeri konusunda teamül oluşmamış ise, kiraya veren daha önceki banka hesabını kapatmış olsa dahi kiracı bu durumda doğrudan mahkemeden ödeme yeri belirlenmesini talep edemez. Öncelikle kirayı PTT'den konutta ödemeli olarak göndermeli ve bu ödeme kabul edilmez ise ödeme yeri belirlenmesini talep etmelidir.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olay incelendiğinde;
Kira sözleşmesinde ödeme yerinin belirlenmediği görülmektedir. Ancak, talepte bulunan kirayı, kiraya verenin IBAN numarasına yatırmayı denediğini, hesabın havale işlemine kapalı olması nedeniyle kira ödemesini yapamadığını savunmuştur.
Kira sözleşmesinde ödemenin banka kanalı ile yapılacağı kararlaştırılmadığına göre mahkemece ödeme yeri konusunda bir teamül oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.
Talep eden, talep dilekçesinde banka kayıtlarına delil olarak dayandığına göre mahkemece öncelikle kiraların baştan itibaren aynı banka hesabına yatırıldığına yönelik makbuzlarını sunmak ya da bankaya yazı yazılarak kira sözleşmesinin başından itibaren kiracı tarafından bu hesaba yatırılan kira ödemelerini gösterir ekstreyi getirtmek suretiyle teamül oluşup oluşmadığı belirlenmeli, teamül oluşmuş ise talebin kabulüne karar verilmelidir.
Teamül oluşmamış ise bu durumda kiracının, mahkemeden ödeme yerinin belirlenmesini talep etmeden önce kirayı PTT'den konutta ödemeli olarak göndermesi ve alacaklığı temerrüte düşürmesi gerektiğinden somut olayda alacaklı temerrütünün oluşmadığı kabul edilerek talebin reddine karar verilmelidir.
Kabule göre de, ödeme yeri belirlenir iken;
Alacaklının kim olduğu belli ise ancak alacaklı TBK.'nun 107.maddesinde açıklandığı üzere, temerrüde düşmüş ise bu durumda alacaklı adına bankada hesap açtırılmalı ve bu hesap ödeme yeri olarak belirlenmelidir.
TBK.'nun 111.maddesine uygun olarak, alacaklının kim olduğunda oluşan tereddüt nedeniyle tevdi mahalli istenildiğinde ise ödeme yeri belirlenmesine karar verecek olan mahkeme, gerçek alacaklının kim olduğunun tespitine yönelik bir belirleme yapamayacağından açılacak hesabın belli bir kişi adına açılması mümkün değildir. Bu durumda doğrudan değişik iş dosyası adına hesap açılmalı, alacaklının kim olduğu hususunda tereddüt tarafların anlaşması ya da bir mahkeme kararı ile belirlendiğinde dosya numarası adına açılan hesapta biriken para, alacaklıya ödenmelidir.
Alacaklının kim olduğu belli olan somut olayda, alacaklı adına hesap açtırılması ve bu hesabın ödeme yeri olarak belirlenmesi gerekir iken doğrudan dosya numarası adına hesap açtırılması hatalı olmuştur.
Yargılamadaki hukuka aykırılıkların niteliğine göre eksikliklerin dairemizce duruşma açılarak veya dosya üzerinden tamamlanması mümkün bulunmamaktadır. Davada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın dairemiz kararında açıklanan kaldırma gerekçelerine göre yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
O halde Mahkemece, şikayetin kabulü ile İcra Müdürlüğü’nün 2014/107 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İstinaf başvurusunun KABULÜNE,
A.- Bursa 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/156 D. İş Esas 2022/156 Karar sayılı dava dosyasında verilen 25.10.2022 tarihli kararın HMK 353/1-a-4 maddesi uyarıncaKALDIRILMASINA,
Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesineGÖNDERİLMESİNE,
İstinaf başvurusunun kabulüne karar verildiğinden Harçlar Kanunu uyarınca istinaf yasa yoluna başvuru sırasında ilk derece mahkemesince peşin olarak alınan istinaf karar harcının istinaf edene İADESİNE,
İstinaf eden tarafından yatırılan ve iade edilemeyen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile diğer istinaf giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,
Kullanılmayan yargılama gider avansının Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1.maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 24.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nun 362/1 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ :02.05.2023